O Hem Annesi Hem Ablasıydı! Mısır Hanedanlığının Son Kralı Tutankhamun Hakkında Bilmeniz Gerekenler

birlikte bakalım…

Bazı söylentiler, King Tut’un çok daha uzun bir adı olduğu için kendisine bir takma ad verdiğini öne sürüyor. Normalde, King Tut’un adı ‘Aten’in yaşayan görüntüsü’ anlamına gelen Tutankhaten’di. Babası Akhenaten, insanların eski Güneş Tanrısı Amun yerine Tanrı Aten’e tapmalarını istiyordu. King Tut iktidara geldiğinde bunu tersine çevirdi ve kapalı tapınakları yeniden açtı. Adını ‘Amun’un yaşayan görüntüsü’ anlamına gelen Tutankhamun olarak değiştirdi.

Firavunların arasında akrabalık yaygındı. Çünkü Mısırlılar saf soylarını korumak istediler. King Tut’un babasının, King Tut’u doğuran kızını veya üvey kızını hamile bıraktığı düşünülüyor. Bu nedenle, King Tut’un annesi aynı zamanda onun kız kardeşiydi.

Tutankhamun’a Çocuk Kral da denir. Çünkü tahta çıktığında henüz dokuz yaşındaydı. Tutankhamun çocukken tahta çıktığı için Mısır’ı tek başına yönetemezdi. Bu nedenle, baş danışmanı olarak Horemheb adında güçlü bir generali vardı. Ayrıca yönetmesine yardımcı olması için Ay adında bir veziri vardı. Tutankhamun’un ölümünden sonra yerini alan Ay’dı.

Efsaneler, King Tut’un hayal edilemeyecek kadar zengin olduğunu gösteriyor. Hayattayken sahip olduğu servet hakkında çok az şey bilmemize rağmen, mezarında bulunan hazineler King Tut’un inanılmaz derecede zengin olduğunu gösteriyor. Mumyalandıktan sonra başına takılan altın maske 20 kilo ağırlığındaydı. Bunun dışında mezarını keşfeden Howard Carter ekibi 3.500’den fazla eşya buldu ve mezarın içinde buldukları her şeyi sınıflandırmaları yaklaşık 10 yıl sürdü.

4 Kasım 1922’de Howard Carter, King Tut’un mezarına giden basamakları keşfetti. Carter, Kral Tut’un tabutunu keşfettiğinde, tabutu tek bir yerde tutan reçinenin gücü karşısında şaşkına döndü. Çok fazla güç uygulamasına rağmen tabutu açmayı başaramadı. Hatta reçineyi eritmesi umuduyla tabutu yanan güneşin altına koydu. Sonunda reçineyi kesmeye karar verdi, ancak tabuta biraz zarar verdi.

Tutankamon’un gömüldüğü mezar, mezarın girişinin hemen üzerinde Orion takımyıldızı ile inşa edilmiştir. Mısırlılar, Orion’un öbür dünyanın Tanrısı Osiris’in ruhu olduğuna inanıyorlardı. Söylentilere göre Ahiret Tanrısı’nın Kral Tut’u izlemeye devam ettiği söylendi.

King Tut’un ölümü hakkında birçok teori var. Ölümü için cinayetten orak hücreli anemiye kadar birçok neden öne sürüldü. Bununla birlikte, mumya üzerinde yapılan son taramalar, ölümünün bir bacağın kırılmasıyla sonuçlandığını gösteriyor. Taramalara göre, kırık bacağı enfekte oldu ve ölümüne yol açtı. Mezarında yanında 130 kadar bastonun gömülü olması da bu teoriyi desteklemektedir.

Tutankhamun’un ani ölümü nedeniyle, alışılmış olmasına rağmen 70 gün içinde gömülmesi gerektiğinden, ona bir piramit inşa etmek için yeterli zaman yoktu. Söylentiler, hızla mumyalandığını ve soylular için inşa edilmiş bir mezara gömüldüğünü gösteriyor. Ancak rahipler tarafından usulüne uygun bir şekilde defnedildiği de bilinmektedir.

Kral Tut öldürüldüyse, büyük olasılıkla ya karısı, askeri komutanı ya da veziri tarafından öldürüldü. Taramalar başın arkasında bir yaralanma gösterse de, bu yara hayati tehlike arz eden bir yaralanma gibi görünmüyor. Bu nedenle öldürüldüğü varsayılmaktadır.

King Tut’un bir karısı vardı, karısı aslında üvey kız kardeşi Ankhesenpaaten’di. Ancak çocukları olmadı. Bunun nedeni, her iki kızının da muhtemelen akrabalık nedeniyle ölü doğmasıydı. Vücutları mumyalandı ve Kral Tut’un mezarındaki tabutlara yerleştirildi. Bu nedenle kraliyet soyu devam etmedi.

King Tut’un kolyesinin ortasında bir tılsım vardı. Başlangıçta, kolye arkeologların kafasını karıştırdı. Bunun nedeni, muskanın hangi gereçten yapıldığından emin olmamalarıydı. Mısır’daki Büyük Kum Denizi’nden gelen doğal bir camdı. Bilim adamları daha sonra camın bir göktaşının kumla çarpışması sonucu oluştuğunu belirtmişlerdir. Mısırlılar camın nereden geldiğini biliyor muydu?

Kral Tut’un hükümdarlığı sırasında halkı üzerinde büyük bir etkisi olmadı. Seleflerinin başarıları düşünüldüğünde normal bir kraldı. Bununla birlikte, mezarının keşfi ve ardından büyük zenginliğinin keşfedilmesi, onu modern dünyada çok iyi bilinir hale getirdi.

Carter mezara girdiğinde, girişte ‘Mumyanın sonsuz uykusunu bozanlar onun gazabıyla yüzleşecek’ yazan bir yazıt fark etti. Mezarın keşfinden kısa bir süre sonra, sefere katılan birçok kişi öldü. Bu, lanetin gerçekten doğru olduğuna dair yaygın spekülasyonlara yol açtı.

Laneti çevreleyen tüm spekülasyonlara rağmen, bilim adamları daha sonra ölenlerin aslında yaşlı veya hasta olduğunu belirttiler. Sefere katılan ve hayatta kalan birçok insan uzun ve sağlıklı bir hayat yaşadı. Bu nedenle, firavunun laneti olmadığı sonucuna varabiliriz.

Kral Tut’un sandaletleri onunla birlikte mezarında bulundu. Ayrıca sandalın altında birçok düşman tasviri vardır. Bu çizimler, King Tut’un düşmanlarını ayaklar altına almasını sembolize ediyor.