ABD ziyareti kapsamında özel bir dergiye konuşan Milei, ülkesinin Batı’nın değerlerini benimsemesini ve bu yönde gelişmesini umduğunu belirtirken, göreve ilk geldikleri ayda Kongre’ye çok sayıda reform paketi sunduklarını hatırlatarak, “Aslında ilk ayda Kongre’ye gönderdiğimiz reformlar kabul edilseydi Arjantin, 20 yıl içinde Almanya’ya benzeyebilirdi. Yani Arjantin, bir anda 90 sıra sıçrama yapabilirdi” ifadelerini kullandı.
Milei, ülkesinin popülaritesinin son yıllarda hızla arttığını vurgulayarak, “Kültürel mücadelenin sonuç verdiği kanaatindeyim. Arjantinliler, olgunlaşmaya karar verdi ve yumruklarını masaya daha sert vuruyor, neticede bir şeylerin değişmesine yardımcı oluyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Florida’da Amerika Kıtası Kalkınma Bankası (IDB) Başkanı Ilan Goldfajn ile bir araya gelen Milei, daha sonra Teksas’a geçerek iş insanı Elon Musk ile görüşmüştü.
Milei Arjantin’in egemenliğini savunmanın en iyi yolunun ABD ile ittifaklarını güçlendirmek olduğunu dile getirmişti.
Radikal vaatler
Milei, enflasyonun üç haneli rakamlara ulaştığı Arjantin’de ‘Ekonomik Şok Terapisi’ sözü verirken, planları arasında Merkez Bankası’nın kapatılması ve ülkenin para birimi pesoyu kaldırarak yerine Amerikan dolarını getirmek de var.
Milei, seçim kampanyası boyunca yaptığı açıklamalarda, ülkedeki ekonomik krize ‘sebep’ olarak gösterdiği Arjantin Merkez Bankasını kapatacağını, ulusal para birimi peso yerine dolara geçeceğini ve bazı kamu şirketlerinin özelleştirileceğini vadetmişti.
Özel şirketler üzerindeki vergi yükünün azaltılması, kamu harcamalarının kısılması, bazı bakanlıkların kapatılması, ateşli silahlara erişim, organ ticaretinin serbest bırakılması, emeklilik maaşlarına ayrılan fonların azaltılması, sosyal yardımların kademeli düşürülmesi, sağlık, eğitim ve güvenlik sistemlerinde reform projesi Milei’nin başlıca vaatleri arasında yer alıyor.
Arjantin basınına konuşan uzmanlar, Milei’yi klasik politikacının aksine ‘aşırı kompleksli’ ve ‘rock yıldızı’ bir televizyon yıldızına benzetiyor.
Milei, devlet başkanlığı seçimini kazanmasından bu yana sol gruplar ve sendikalar tarafından sıklıkla protesto ediliyor.
